Güncel Konular, Tüketici Hukuku

Halk Sağlığını Tehdit Eden İşletmeye Hangi Yaptırımlar Uygulanmalı?

Geçtiğimiz günlerde, Isparta’daki bir fırında bulunan ekmeklerin üzerinde fare dolaştığını gösteren video, vatandaşımızın büyük tepkisini çekti. Ertesi gün Tarım ve Orman İl Müdürlüğü memurlarınca ilgili fırın mühürlendi ve idari para cezasına çarptırıldı: https://www.haber32.com.tr/isparta/o-firin-muhurlendi-h162394.html

Fırınlardan lokantalara, pastanelerden bilumum gıda imalathanelerine kadar; insan sağlığına doğrudan etki eden bir alanda faaliyet gösteren işletmelerin, temizlik ve hijyen hususunda azami özeni göstermeleri gerekmektedir. Gıda işletmeleri için öngörülen ağır sorumluluk, yargı kararlarına da konu edilmiştir. Zira gıda sektöründeki kusurlu eylemler insan hayatını doğrudan etkilediği için büyük tehlike oluşturur:

“İmalatçının sorumluluğu saptanırken, ondan beklenen özen, bir kazı yapan işçiden beklenen özenle aynı olmamalıdır. İmalatçının daha yüksek bir özen yükümlülüğü vardır. Bunun nedeni de, imalatçının yaptığı işin özelliğine göre, büyük tehlike yaratmasıdır. Bunun sonucu olarak imalatçı bilim ve tekniğin gerekli kıldığı son durumu gözetecektir.”

İDARİ YAPTIRIMLAR CAYDIRICI MI?

5996 Sayılı Gıda Kanunu’na göre; kişilerin sağlığını tehlikeye sokacak gıdaları üreten işletmecilere 1 YILDAN 5 YILA KADAR HAPİS CEZASI öngörülmektedir. Aynı fiilin 3 yıl içinde tekrarlanması hâlinde ise 5 YILDAN 10 YILA KADAR GIDA FAALİYETİNDEN MEN EDİLME CEZASI uygulanmaktadır.

Yine herhangi bir şikâyet olmasa dahi, yapılan resmî kontroller sırasında, iş yerinin insan sağlığı ve gıda güvenilirliği açısından tehlike oluşturması ve acil tedbirleri gerektirmesi tespit edilmiş olabilir. Bu durumda üretimin tamamı veya tehlike oluşturan bölümünün faaliyetleri durdurulur. Üretim yerlerine 20.676,00 TÜRK LİRASI İDARÎ PARA CEZASI verilir. Bunların, eksikliklerini giderinceye kadar faaliyetine izin verilmez.

YİYECEK, İÇECEK VE SULARI BOZMA SUÇU – TCK 185

“İçilecek sulara veya yenilecek veya içilecek veya kullanılacak veya tüketilecek her çeşit besin veya şeylere zehir katarak veya başka suretlerle bunları bozarak kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşüren kimseye 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilir.”

Haberlerde zaman zaman gördüğümüz, poğaçanın içinden jilet çıkması, ekmeğin içinden fare zehiri çıkması gibi durumlarda bu suç gündeme gelir. Hatta, somut olarak o an tespit edilebilen bir gıda güvenliğine aykırılık olmasa dahi sonradan zehirlenme yaşanması gibi durumlarda, yapılacak inceleme sonucunda ilgili gıda maddesinin çeşitli suretlerde mikroplandığı tespit edilirse de bu suç işlenmiş olur.  Bu yüzden, yenilen gıda maddesiyle ilgili böyle bir şüphe doğduysa derhâl zabıtaya yahut ALO 174 Gıda Hattı üzerinden bakanlık birimlerine haber verilip numune alınması yerinde olacaktır.

Kimi zaman sorumlular yanlışlıkla gözden kaçmış olabileceği, istisnai bir durum olduğu gibi savunmalar yapabilmektedir. Ancak fail, kasten hareket etmemiş olsa dahi cezalandırılacaktır. Zira gıda işletmeleri her hâl ve şartta azami dikkat ve özeni göstererek çalışmak zorunda olduklarından suçun taksirli hâli de mezkûr maddenin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir.

SAĞLIĞI BOZULAN VATANDAŞA TAZMİNAT ÖDENMEK ZORUNDA

2020 yılında ihdas edilen Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu ile gıda üreticilerinin tazminat sorumluluğu özel ve ayrıntılı bir düzenlemeye kavuşmuştur. Bu tazminatın söz konusu olması için uygunsuz gıdanın bir kişiye veya hayvana zarar vermesi gerekir. Zararı ispat yükü zarar görendedir.

Uygunsuz gıda bir sağlık problemine neden olduğunda zarar gören, tedavi giderlerinin, kazanç kaybının, çalışma gücünün azalması ya da yitirilmesinden doğan kayıplarının ve ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan kayıplarının tazminini gıda üreticisinden talep edebilir.

SONUÇ

Günümüz bilimsel gelişmeleri ışığında gıda üreticileri kendilerinden beklenen hijyen ve standart koşullarına riayet ettiklerinde, gıdaların insan sağlığı üzerinde ağır zararlar doğurması ihtimali minimum seviyeye inecektir.

Kamu sağlığını tehdit eden, ürünlerinin tüketilmesi hâlinde insanların hastalanıp maddi-manevi zarara uğramasına sebep olabilen gıda işletmeleri hakkında yüklü para cezalarına ek olarak; hapis cezasına varan yaptırımlara ve tazminat sorumluluklarına mevzuatımızda yer verilmiş olduğunu görüyoruz. Mevzuatta öngörülen bu standardın uygulamaya geçirilebilmesi, gıda güvenliğinden sorumlu devlet kurumlarının etkin çalışmasıyla mümkün olacaktır.

 

Av. Onur TANIK

Kaynakça:

  1. Alican ÇALIŞKAN - Gıda Üreticisinin Hukuki Sorumluluğu - İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi (2021)
  2. Erhan KANIŞLI, “Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu (ÜGTDK) Uyarınca Üreticinin Sorumluluğu” (2020) 78(3) İstanbul Hukuk Mecmuası 1413.
  3. Yargıtay HGK, T. 27.11.1996, E., 1996/4-588; K. 1996/831